İnfecTion Game Fan - Forum

Mw3

“Bütün savaşlar aldatmaca üzerine kuruludur” demiş ilk ve hatta gelmiş geçmiş en büyük savaş teorisyeni Sun Tzu, Savaş Sanatı adlı dev eserinde. Görünüşe bakılırsa oyun endüstrisi de pek farklı değil…

Call of duty mw 3 ss 2-2

Infinity Ward, Call of Duty ile gerçekten bu jenerasyonun en güçlü oyun markasını mı yarattı bilinmez. Ama şu bir gerçek ki; serinin 2007’de raflara çıkan dördüncü oyunu Modern Warfare, gerek sağlam FPS mekaniklerinin ağızları açık bırakan enfes aksiyon sahneleriyle birleştiği muhteşem kurgusu, gerek her biri kartondan da olsa son derece karizmatik ve akılda kalıcı karakterleri, gerekse çoklu oyuncu modlarına kattığı tatmin edici gelişme hissi ve derin özelleştirme seçenekleri ile modern aksiyon oyunlarına yön vermiş, bir anlamda yeni standartları belirlemişti. Ah, evet! Modern Warfare demişken, Pripyat’ta geçen o adrenalin dolu müthiş keskin nişancı görevini de unutmamak lazım değil mi…?


Ne var ki aradan geçen yıllar, Activision’ın seriden kazandığı milyar dolarları koyacak daha büyük bir kasa aramaya başlaması dışında pek bir şeyi değiştirmedi. Kırılan satış rekorları, yakalanan dudak uçuklatıcı rakamlar, ama gitgide birbirinin kopyası olmaya başlayan deneyimler… Tüm zamanların en çok beklenen oyunu olarak lanse edilen Modern Warfare 3 de farklı bir yoldan gitmiyor açıkçası.  “Gerçekten daha fazla Call of Duty oyunu oynamak istiyor muyuz?” ya da “her sene aynı oyuna 60-70 $ verecek kadar zengin miyiz?”


Serinin aylardır merakla beklenen yeni oyunu Modern Warfare 3 ile yaşayacağınız ilişkiyi işte bu iki basit sorudan birine vereceğiniz yanıt belirleyecek.


Arada kalanlar içinse bu soruların cevabı incelememizde gizli.

 

Call of duty mw 3 ss 1-2

 

Açık konuşmam gerekirse, geçtiğimiz Mart ayında Activision’la yaşadıkları problemlerin ardından bütün yaratıcı ekibini kaybeden Infinity Ward ile ilk Dead Space’in arkasındaki ekibin EA’den ayrılarak kurduğu Sledgehammer Games’in Modern Warfare 3 ile ortaya nasıl bir iş çıkaracaklarını herkes gibi ben de merak ediyordum. Lakin pek umutlu olduğum söylenemezdi. En nihayetinde üçlemenin nasıl sona ereceği kabak gibi belliydi. Çoklu oyuncu kısmında ise daha önce karşımıza çıkan deneyimlerden farklı bir şeyler beklemek, özellikle de bu ekipten beklemek, kulağa hiç de mantıklı gelmiyordu, her ne kadar kalbim tam aksini istiyor olsa da. Kaldı ki oyunun görsel kalitesinin de birer çaydanlık olmaya doğru hızla yol alan konsolların kapasitesiyle sınırlanacağı gün gibi açıktı. Görünen köy kılavuz istemiyordu, ama yine de merak ediyordum işte, diğer herkes gibi.

Sonuç ise; merak kediyi öldürür derler ya… işte o hesap.
 

Savaş, Cesaret Süsü Verilmiş Korkudur

Call of duty mw 3 ss 4-2

Hatırlarsanız General Shepard’ı kafasına meyve bıçağı atarak öldürmeyi başaran Soap, kapışmada aldığı yaraların etkisiyle can vermek üzereyken Captain Price ve Nikolai tarafından kurtarılıp bir helikoptere doğru taşınıyordu en son bıraktığımızda. İşte Modern Warfare 3’ün hikayesi, tahmin etmenin pek de zor olmadığı gibi ikinci oyunun kaldığı bu noktadan devam ediyor. Soap, tedavi edilebilmesi için Afganistan’dan Kuzey Hindistan’a, Nikolai’nin arkadaşlarının yanına getiriliyor. Tabii ikinci oyunda yaşananların ardından Amerikan hükümeti, Price ve Soap’un Task Force 141’ini lağvetmiş ve hatta varlığını bile reddetmeye başlamıştır. Bu arada Rus güçleri de işgali iyice ilerletip New York’a kadar girmiş, Wall Street’te duble duble Stolichnaya yuvarlayıp Troika yapmaya başlamışlardır. Dahası savaş artık Avrupa’nın da kapısını çalmaktadır. Anlayacağınız Üçüncü Dünya Savaşı üzerine kurulan sevimsiz senaryolar gerçek olmak üzeredir ve bütün bunların arkasında tek bir manyak vardır: Vladimir Makarov, tabii ki.
 

Evet, Modern Warfare 3 bizleri ikinci oyunun final sahnesinden alıyor ve özünde daha önce yaşadıklarımızdan pek de farklı olmayan bir FPS deneyiminin içine bırakıyor. Yanlış anlamayın, bu elbette Modern Warfare 3’ün kötü bir oyun olduğu anlamına gelmiyor. Sadece her şey artık çok çok daha öngörülebilir ve tatmin edici (ama yine son derece öngörülebilir) final sahnesi dışında oyunun bizlere sunduğu ortalama beş saatlik deneyimin her saniyesi gazı kaçmış bir bardak kolayı andırıyor.

İlk anda kulağa biraz acımasız geliyor olabilir. Zira serinin önceki oyunlarından fazlasıyla aşina olduğumuz ve dünya çapında kendisine milyonlarca fanatik kazandıran formülü eksiksiz bir şekilde karşımızda buluyoruz Modern Warfare 3’te. Benzerlerini ancak bir Michael Bay filminde görebileceğimiz heyecanlı aksiyon anları, her saniyesi tıka basa mermi ve tonla patlayıcı dolu yoğun çatışma sahneleri, hararetli kovalamacalar, helikopterle kaçışlar, araç kullanma sahneleri, gizlilik gerektiren anlar ve dahası. Üstelik bütün bunları yaparken yine dünyanın farklı yerlerine konuk oluyor, olayları farklı karakterlerin bakış açılarından yaşamaya devam ediyoruz. New York’ta Rus işgaline karşı savaşıyoruz; Sierra Leone ve Somali’de diktatörlerin ve silah tüccarlarının peşine düşüyoruz; Londra, Paris, Berlin, Sibirya ve Dubai’yi ziyaret ediyoruz. Genellikle Delta Force ekibinden Derek “Frost” Westbrook’u ve Price ile Soap’un Task Force 141’ine yeni katılan Yuri’yi kontrol ediyor olsak da; duruma göre kimi zaman bir SAS komandosu veya Rusya devlet başkanını korumakla görevli bir ajan rolüne de bürünebiliyoruz. Hatta kendimizi Londra’ya tatile gelmiş bir ailenin babası rolünde, en az Modern Warfare 2’deki “No Russian” bölümü kadar şiddetli, ama kesinlikle çok daha gereksiz, tek amacı basit bir “şok” etkisi yaratmak olan ucuz bir sahnenin içinde dahi buluyoruz (ki ülkesi istila edilmiş bir ailenin Londra’da tatilde ne işi var, bu da ayrı bir muamma :) ).

Call of duty mw 3 ss 3Bütün bunlar milyonlarca Call of Duty fanatiğinin beklediğinden daha azı değil elbette. Ne var ki, yıllar içinde en ufak bir iyileşme göstermeyen ve gitgide serinin ruhunu zedelemeye başlayan hastalıklar da yerli yerinde duruyor maalesef. Kartondan karakterler, fazlasıyla çizgisel oynanış, bir iki efekt dışında 5 senedir yerinde sayan kötü grafikler, sürekli olarak bir “vay canına” anı yaratmaya çalışan önceden hazırlanmış tahmin edilebilir sahneler… Dahası oyun hala gerçekçilikten olabildiğince uzak, neredeyse absürd bir hızda ilerlemeye devam ediyor. Sanki patlamakta olan bir binadan kaçmaya çalışıyoruz. Özellikle oyunun ilk iki saati (ki bu oyunun yarısına tekabül ediyor) o kadar dağınık geçiyor ki, kendimizi topyekün bir savaşın içinde olmaktan çok (hani üçüncü dünya savaşıydı ya) bir çeşit shooter galerisinde gibi hissediyoruz. Kaldı ki bir iki sahne dışında oyunun neredeyse hiçbir anı, bizi gerçekten büyük ölçekli bir savaşın içinde olduğumuza inandırmayı başaramıyor. Battlefield 3’ün yaşattığı son derece kuvvetli “orada olma hissi”ni düşününce, Modern Warfare 3’ün her açıdan çok zayıf kaldığı bir gerçek. Kabul edin ya da etmeyin.

Ama Tanrı En İyi Silaha Sahip Olanın Yanında Savaşır

Call of duty mw 3 ss 6

Tek kişilik senaryonun bir başka zayıf noktası da, bize bütün bu aksiyonun bir parçasıymışız gibi hissetirmeye çalışmaktan çok bir izleyici muamelesi yapıyor olması bana kalırsa. Öyle ki aksiyonun hala en önemli kısımları ya hararetli bir kovalamaca sahnesinde aracın tepesindeki silahı kullanmaktan, ya helikopterle son anda ortamdan sıvışıp silahını kullanarak etrafı temizlemekten, ya kurtarma gelene kadar bir noktada durup üzerimize gelen düşmanları temizlemekten ya da AC 130 ile gökyüzünden ölüm yağdırmaktan ibaret. Oyunun geri kalanındaysa önceden hazırlanmış patlayıcı aksiyon sekansları eşliğinde kafasının üzerinde kocaman harflerle “FOLLOW” yazan herifi takip ediyoruz. Tamam, bütün bunlar Modern Warfare’in sevilen sinematik formülünün güçlü birer parçası elbette. İtirazımız yok. Ancak sizce de artık serinin yeni bir yönetmenliğe, yeni fikirlere ve yeni tasarım öğelerine kucak açması gerekmiyor mu? Artık bu formül biraz kabak tadı vermeye ve son derece tahmin edilebilir olmaya başlamadı mı?


Yine de tek kişilik senaryo için tamamıyla çöp diyemeyiz tabii ki. Bizleri zaman tünelinde birkaç sene öncesine götüren grafikleri bir kenara bırakırsak, 5 saatlik kısa oyun süresine rağmen aksiyona doyduğumuzu söyleyebilirim. Hatta hikayenin dağınık parçaları, sonlara doğru toparlanmaya ve serinin önceki oyunlarının en akılda kalıcı anlarıyla birleşerek seriyi yıllardır büyük bir iştahla takip eden oyunseverler için bir hayli ilgi çekici ve şaşırtıcı hale gelmeye bile başlıyor. Yine de bütün bunlar, önümüze konan bu deneyimin kocaman bir tembellik abidesi olduğu gerçeğini değiştirmiyor… kocaman! 

 


 

Tek kişilik senaryonun ardında ise, Modern Warfare 2’de tanıştığımız Spec Ops modu bekliyor bizleri. Yeni görevler ve bir takım başka yeniliklerle birlikte pek tabii.

İlk olarak Spec Ops modunun artık iki ayrı bölümden oluştuğunu fark ediyoruz: Missions veSurvival. Missions, özünde Modern Warfare 2’nin Spec Ops modu. Yine değişik zorluk seviyelerinde farklı farklı görevler içeren ve yanımıza bir arkadaşımızı alarak oynayabileceğimiz gibi dilersek tek başımıza da girişebileceğimiz tam 16 bölüm mevcut. Tek kişilik senaryonun geçtiği mekanlardan esinlenilerek hazırlanmış bu bölümlerde kimi zaman kimyasal bir bombadan örnekler toplamamız gerekiyor, kimi zamansa bir denizaltıdaki bombayı imha etmemiz. Bir oyuncunun bir AC-130 kontrol ederek düşmanlara yem olmadan ilerlemeye çalışan diğer oyuncuyu korumaya çalıştığı veya biri Juggernaut kıyafetiyle etrafdaki bombaları etkisiz hale getirmeye çalışırken diğerinin tepeden onu yönlendirip keskin nişancı tüfeği ve hava saldırılarıyla destek olmaya çalıştığı son derece heyecanlı görevlerle de karşılaşıyoruz elbette. Artık pek orijinal olduğu söylenemez; ancak bir arkadaşımızla birlikte oynarken inanılmaz keyifli olduğu da şüphe götürmez.

Bununla birlikte Spec Ops’ta, çoklu oyuncu modundakine benzer bir seviye atlama sistemiyle de tanışıyoruz. Oynayıp tecrübe puanı kazandıkça seviye atlıyoruz ve yeni Spec Ops görevlerinin yanı sıra Survival modu için daha güçlü silahlar ve ekipmanlar açma fırsatı yakalıyoruz.





Call of duty mw 3 ss 5-2


Karşımıza çıkan en büyük görsel değişim: Artık AC-130 kullanırken aşağısını renkli olarak da görebiliyoruz. Etkileyici!

 

Survival modu ise adından da anlaşılacağı üzere dalgalar halinde üzerimize akın eden düşmanlara karşı hayatta kalmaya çalıştığımız, Gears of War’un Horde’una benzeyen bir oyun modu. Aslına bakarsanız bunu Treyarch’ın Zombi moduna bir cevap olarak da düşünebiliriz. Çoklu oyuncu modunun haritalarında oynadığımız (ki toplam 16 tane oluyor) bu modda gittikçe zorlaşan düşman dalgalarına karşı mücadele ediyoruz ve her dalganın sonunda terminale koşarak, başarımıza göre kazandığımız paralarla yeni silahlar, ekipmanlar, zırhlar, hava destekleri ve hatta yetenekler (perk) satın alıyoruz. Uzun ömürlü, eğlenceli ve güzel düşünülmüş bir yenilik kesinlikle. Ancak neden hala iki kişiyle sınırlandırıldığını anlamak güç. Dört kişi çok daha sağlam olabilirmiş.
 

Savaşta Verilen İlk Kayıp Gerçeklerdir
Peki çoklu oyuncu moduna yapılan bunca değişiklik bizlere gerçekten daha önce yaşadıklarımızdan farklı bir deneyim sunmayı başarabiliyor mu?
Ne yazık ki hayır. Evet, yapılan değişiklikler gerçekten hoş. Ancak oynanışın geneline baktığımızda değişen hiçbir şey yok. Dört yıl önce FPS türünü bambaşka bir noktaya taşıyan Modern Warfare’in hala utanmaz bir şekilde aynı noktada saydığını görüyor olmak gerçekten üzücü. Yapılan bütün ufak yenilikler ve eklemeler ise esaslı birer değişim yaratmaktan ziyade her yıl onlarca dolarımızı almak için örülmüş kozmetik bir kılıftan başka bir şey değil sanki.

Call of duty modern warfare 3 ss 12
İkonik mekanlar demiştim değil mi? 

Oyunun yapım kalitesiyse bambaşka bir yazının konusu olabilecek cinsten. Görsel açıdan zaten söylenebilecek fazla bir şey yok. Birkaç ufak eklemeye rağmen hala dört yıl önceki Modern Warfare duruyor karşımızda. Ses kurgusu ise bugün video oyunlarının “ana akımı”nın belirleyicisi olduğu iddia edilen bir seriye yakışmayacak kadar sıradan. Tamam, kötü diyemeyiz elbette; ancak Battlefield 3 ile yan yana koyduğumuzda ortada çok zayıf bir işçilik olduğu kesin.


Son Durak, Kartal Göz ve Rambo 4 gibi filmlerin aklımızda hiç yer etmemiş müziklerinden tanıdığımız Brian Tyler ise yine çok parlak bir performans çizememiş ne yazık ki. Özellikle de Hans Zimmer’ın serinin önceki oyunlarında yaptığı işleri hatırlayınca. Lakin bu, oyunun geri kalanını düşününce pek de büyük bir hayal kırıklığı değil.



 

Son Sözler:

Eminim birçok oyunsever için Modern Warfare 3’ün serinin önceki yapımlarının bir kopyası olmasının pek bir önemi yoktur. Zaten yazımın başında sorduğum iki sorudan birine de olumlu yanıt vermişlerdir muhtemelen. Ancak arada kalanlar için burada kayda değer bir şey olduğunu söylemek mümkün değil ne yazık ki. Evet, tek kişilik senaryonun geneli her ne kadar vasatı aşamasa da üçlemeyi sonlandıran oldukça tatmin edici bir finale sahip ve evet, Spec Ops içeriği uzunca bir süre oyuncuları oyalayabilecek cinsten. Tabii ki serinin çoklu oyuncu modları da yerinde değişiklikler sayesinde eğlenceli atmosferini korumaya devam ediyor. Fakat bütün bunlar, her yıl aynı oyunun fahiş bir fiyattan satılmasına kılıf olabilir mi emin değilim gerçekten. Özellikle de o oyun artık eskimiş ve bütün çekiciliğini yitirmeye başlamışsa. Kesin olan bir şey varsa, o da artık serinin yeni bir yönetmenliğe, yeni fikirlere ve yeni tasarım öğelerine kucak açmasının vaktinin çoktan geldiği. Dediğim gibi bütün bunlar serinin fanatik hayranları için pek bir anlam ifade etmiyor olabilir; zira büyük ihtimalle hepsi Modern Warfare 3′te aradıklarını bulacaklar. Ama taze bir hisse sahip yeni bir deneyim bekleyenler için daha çok bir genişleme paketini andıran Call of Duty: Modern Warfare 3′e vereceğim 70 puan kesinlikle az değil.

Evet, Sun Tzu’nun dediği gibi bütün savaşlar aldatmaca üzerine kuruludur. Modern Warfare 3 ile geçirdiğim üç koca günün ardından anladım ki oyun endüstrisi de pek farklı değil.

Not:Bu Yazı  Tom's Hardware Ve İnfecTion Game Ortaklığı İle Yazılmıştır...
Yazarlar:İnfection Game - Tom's Hardware
http://thgtr.com --- 


 

 




 

 

 

 

 

 


Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!

Featured Photos

thumbnail
Neque porro quisquam... Posted by author icon admin Sep 4th, 2008 | 14 responses
thumbnail
Urna eget erat non p... Posted by author icon admin Jul 17th, 2008 | 14 responses
thumbnail
Vestibulum eu dui eg... Posted by author icon admin Jan 27th, 2008 | no responses

Random Photos

thumbnail
Nullam tristique leo... Posted by author icon admin Jun 13th, 2005 | no responses
thumbnail
Aliquam nisl arcu ve... Posted by author icon admin Jun 13th, 2005 | no responses
thumbnail
Cras rhoncus ipsum a... Posted by author icon admin Jun 13th, 2005 | no responses

Top Rated

thumbnail
Etiam placerat ipsum... Posted by author icon admin
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (147 votes - 4.25 / 5)
Loading ... Loading ...
thumbnail
Ut sagittis ultrices... Posted by author icon admin
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (483 votes - 4.24 / 5)
Loading ... Loading ...
thumbnail
Neque porro quisquam... Posted by author icon admin
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (182 votes - 4.23 / 5)
Loading ... Loading ...
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol